Her biten evlilikte genelde toplumun öngörüsü kadının idare etmeyen sabırsız nankör olup evliliği bitirdiğidir. Hiç demezler ki kadın huzurlu mutlu yuvasını neden dağıtıyor. Çok mu meraklı onun bunun ağzına sakız olmaya, çok mu hoşlanıyor dul damgası yiyip önüne gelenin hakaret dolu bakışlarını üzerinde toplamaya. Bu böyle uzayıp gider. Ve hep baş suçlu kadın olur. Bir kez cennetten sürgün olmaya sebep olmuştur.

Düşünüyorum da 26 yıl boyunca neden sadece olumsuzluklar kalmış aklımda. Kırıldığım yerden sarılmamış dallarım. Kendi kendine de yanlış kaynamış kırıklar. Ondan acıtıyor ondan iyileşmiyor bir türlü. Çocuklar geçmişe dair bir olay soruyorlar anında yaşadığım olumsuzluklar kötü anıları hatırlıyorum. Affedemiyorum. Biliyorum affetmedikçe ben inciniyorum.Adam hiç birini hatırlamıyor. Affetmedikçe araya yüksek duvarlar örüyorum.Görünmeyen ama varlığını benim hissettiğim. Sevgim bitti hiçbir şey hissetmiyorum. Dokunsun istemiyorum. Bedenim acıyor diyorum ama ruhum yüreğim can kırıklarıyla dolu ve heran parçalayıp kanatıyor. Anlaşılmak istiyorum, ilgi, gerçek sevgi. Bir erkekte nadiren bulunan hasletler. Her gün biraz daha uzaklaşıyoruz ama o bunun farkında değil. Daha bu gün salondan saatlerce tek kelime konuşmadan oturduk. Aynı mekanda farklı yerlerde iki bir hayatı paylaşan yabancı gibi. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğrudur

sokak lambası