Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlk ve son mektup

 Uzun zamandır sana yazmayı düşünüp vazgeçişlerimle yazmak istekleriyle cebelleşip duruyorum. Beni bilirsin sen, yalnızlığı kalabalıklar içinde yaşamayı seviyorum. Seni yokluğunda sevdiğim gibi. Bazen okyanusta dalgalarla fırtınayla boğuşurken buluyorum kendimi.  Bazen bir bakıyorum yemyeşil çimenlere uzanmış bulutların sevkiyatını izliyorum.  Yada söğüdün dalına kurulan salıncakta sallanıyorum.  Kuşlara merhaba deyip, çiçekleri öpüyorum incitmeden usul usul...  Bir bakıyorum karunun hazineleri avuçlarımda.  Sensizlikle garibim hemde yoksul.  Saatleri kurdum sevdiğim  Her saat  şarkımız çalıyor seni düşünüyorum. Bir muamma bir sır sanki Bu hazin ayrılığın sebebi. Yazıyorum siliyorum, sonra tekrar ediyorum. Yoksun, yoksununum biliyorum. Mektup yazmak konuşmaktan  zor.  Arasan konuşsak eskisi gibi.  Özlüyorum ve bunu söylemek istiyorum. mihrace...

Bekledim

 BEKLEDİM...... sabahı olan gecelerin  en koyu karanlığı gibiydi kaderim. Ve bir tılsım dolandı dilime sözlerinin ateşi değdi gönlüme. sessiz çığlıklarla haykırdım  yokluğunun acısını, yudum yudum içtim çaresizliğimi. göz bebeklerinde  kaf dağının ardında zümrüdü anka yı gördüm. dokundum dudaklarında buselerine. parmaklarım yandı , ellerim yandı, bedenim kavruldu ateşinle yokluğunla sarıp  sarmaladım yaralarımı ellerini aradım cennet yamaçları gibi  yüreğineydi sussuzluğum bekledim... geleceğin şafakları bekledim. gözlerimi her kapadığımda  başımı dizlerine koyup uyudum hayallerinle. yokluğunun acısını yudumladım Gölgelerde tahayyül ettim seni hayallerde sevdim  özledim  bekledim mihrace... BEKLEDİM...... gecelerin sabahları Kaderim onun en karanlık karanlığı gibiydi. Ve dilimde bir tılsım  sözlerinin ateşi kalbime dokundu. sessiz çığlıklarla haykırdım Yokluğunun acısı, Çaresizliğimi bir yudumda içtim. kaf dağının ardında Zümrüt anka kuş...